Diyarbakır’ı keşfetmek için bir bak

Diyarbakır 12 bin 500 yıl önce suyunun cennetten aktığı rivayet edilen Dicle havzasının bereketli toprakları üzerine kurulmuş, Mezopotamya’nın bütün mirasıyla harmanlanan insanlık tarihinin en eski yerleşim yerlerinden biridir. Asurlulardan Perslere, Romalılardan Dört Halife Dönemine, Büyük Selçuklu’dan Osmanlı’ya kadar 33 medeniyete ev sahipliği yapmıştır. 9 peygamberin 500’e aşkın sahabenin kabirlerinin bulunduğu Diyarbakır’da, 3 ilahi dinin mabedi […]

Diyarbakır’ı keşfetmek için bir bak
Diyarbakır’ı keşfetmek için bir bak
  • Yayınlanma2 Mayıs 2022 00:32
  • Güncelleme5 Mayıs 2022 13:13

Diyarbakır 12 bin 500 yıl önce suyunun cennetten aktığı rivayet edilen Dicle havzasının bereketli toprakları üzerine kurulmuş, Mezopotamya’nın bütün mirasıyla harmanlanan insanlık tarihinin en eski yerleşim yerlerinden biridir. Asurlulardan Perslere, Romalılardan Dört Halife Dönemine, Büyük Selçuklu’dan Osmanlı’ya kadar 33 medeniyete ev sahipliği yapmıştır. 9 peygamberin 500’e aşkın sahabenin kabirlerinin bulunduğu Diyarbakır’da, 3 ilahi dinin mabedi bulunmaktadır. Şehirde çok sayıda cami ve Hristiyanlığın bütün evrelerine şahitlik etmiş kilise bulunmaktadır. Diyarbakır bir bakıma mabedler şehridir.

Anadolu’da İslam’la ilk şereflenmiş şehrin ilk İslam mabedi, 5. Harem-i Şerif olarak adlandırılan Diyarbakır Ulu Camii’dir. Roma döneminden kalan tarihin en sırlı mirası Zerzevan Kalesi, tarımın başladığı yer Hevsel Bahçeleri, peygamberlere ve krallara ev sahipliği yapan Eğil, yüzlerce yıldır ticaretin aktif olarak yaşadığı hanlarıyla Diyarbakır tarih, kültür, medeniyet, inanç, doğa ve gastronomi turizmi açısından Türkiye’nin en önemli şehirleri arasındadır.

Türkiye’nin nüfus bakımından en büyük 12. şehri Diyarbakır hem yaşayan kadim kent iklimini hem de modern ve yeni şehir yapısını aynı anda yaşatmaktadır. 

——————————————-

Ashab-ı Kehf

Putperestliğe karşı çıktıkları için kralın zulmünden kaçan ve yanlarında bir köpekle birlikte mağarada 309 yıl uyuyan Ashab-ı Kehf’in ölümden sonra dirilişi sembolize eden kıssası, Kur’an-ı Kerim’deki Kehf Suresi’nin dışında Hristiyan, Yahudi hatta Hint kaynaklarında da yer almaktadır. Dünyada Ashab-ı Kehf’e ait olduğu rivayet edilen 34 mağaradan biri de Lice ilçesine bağlı Duru mahallesinde bulunmaktadır.

————————————

Dicle Nehri

Kur’an-ı Kerim’de geçen 3 nehirden biri olan Dicle Nehrinin suyunun cennetten geldiği rivayet edilir. Uzunluğu 1.900 km olan Dicle Nehri, Doğu Anadolu Bölgesi Dağlarından başlayarak Suriye, Irak ve İran şehirlerine varır ve Basra Körfezine dökülür. Dicle, eski Mezopotamya sınırını meydana getiren ırmaklardan biridir. İnsanlığın ilk hayat suyu, tarımın ilk can suyudur. Nehrin çevresinde ilk yerleşimlerin ve şehirlerin kurulduğu bilinmektedir. Dicle kıyısında kurulmuş 12 bin 500 yıllık şehir Diyarbakır bu şehirlerin en görkemlisidir.

Mervanoğulları döneminde 1064 yılında yapılan On Gözlü Köprü, Dicle’nin boynuna asılmış en güzel gerdanlıktır. 

———————————-

Amida Höyük ve Artuklu Sarayı

Diyarbakır’ın tarihi merkezi Sur ilçesinde “Diyarbakır’ın kalbi” olarak nitelendirilen Amida Höyük’te yürütülen arkeolojik kazılarda 1800 yıllık olduğu değerlendirilen su kanalları ve kalorifer sistemi ile yaklaşık 1700 yıllık mezar odaları ve taşınır kültür varlıkları (sikkeler, mühürler, taşlar ve seramikler) bulunmuştur. Amida Höyük aynı zamanda Artuklu Sarayı’nın bulunduğu, sibernetiğin ve robotiğin öncüsü El-Cezeri’nin yaşadığı yerdir. 

—————————————

Behram Paşa Camii

1564-1572 yıllarında dönemin Diyarbakır valisi Behram Paşa tarafından yaptırılmıştır. Mimar Sinan’ın eserlerinin derlendiği Tuhfetül Mi’marin’de yer almaktadır. Mimar Sinan’ın en güzide eserlerinden olan cami sekiz destekli, tek kubbeli, kare planlı bir yapı olup iç ve dış süslemeleriyle Diyarbakır’ın taş işçiliği yönünden zengin yapıları içinde özel bir yer tutar.

—————-

Birkleyn Mağaraları (foto eksik)

Birkleyn Mağaraları; Diyarbakır-Bingöl karayolunun Birkleyn Çayı ile kesiştiği Abalı köyü yakınındadır. Birkleyn Mağaraları’nın en uzunu 900 metrelik büyüleyici bir tüneldir ve Asur kral kabartmaları, yazıtlarıyla süslenmiştir. Büyük İskender’in doğu seferi sırasında ordularını burada konaklattığı rivayet edilir.

————————-

Diyarbakır Ulu Camii

Ulu Camii, 639 yılında Hz. Ömer döneminde şehrin fethinden sonra kiliseden camiye çevrilmiş ve Anadolu’nun ilk camisi olarak ibadete açılmıştır. Anadolu’nun ilk camisi olması ve ünlü Şam Emeviye Camii’nin Anadolu’ya yansıması olarak yorumlanan Diyarbakır Ulu Camii, İslam aleminin 5. Harem-i Şerifi olarak kabul edilmektedir. Avlusunda Diyarbakır’da 25 yıl bilimsel çalışmalar yapan sibernetik ve robotiğin öncüsü El-Cezeri’nin güneş saati bulunmaktadır.

————————

Diyarbakır Arkeoloji Müzesi 

1934 yılında açılan müze, 1986’da yeni binasına taşınıncaya kadar faaliyetini, Ulucami’nin batısındaki Artuklu Hükümdarı el-Melikü’s-Sâlih Mahmud zamanında (1201-1222) yaptırılmış olan Sincariye (Zinciriye) Medresesi’nde sürdürmüştür. Daha sonra modern müzecilik anlayışıyla inşa edilmiş özel binasına geçen müzede, başlıcaları Neolitik çağ, Hurri-Mitanni, Asur, Grek, Roma, Part, Sâsânî, Bizans, Emevî, Abbâsî, İnaloğlu, Nisanoğlu, Artuklu, Akkoyunlu, Karakoyunlu ve Osmanlı olmak üzere yirmi altı uygarlığa ait 11.000’i aşkın eser sergilenmektedir.

—————————

Eğil Peygamberler Tepesi

Eğil, tarih boyunca pek çok medeniyete ev sahipliği yapmış bir antik kenttir. Asurlular döneminden kalma Eğil kalesi, Deran mağaraları, kral mezarları gibi antik ve tarihi rotaları ile doğal güzellikleri bir arada bulunduran Eğil’de Kur’an-ı Kerim’de isimleri geçen Hz. Zülkifl ile Hz. Elyesa dahil 8 peygamberin kabirleri de bulunmaktadır.

Mezarı Bulunan Peygamberler

Hz. Elyesa

Hz. Zülkifl

Nebi Harun-ı Asefi

Nebi Zünnun (Yunus) Türbesi

Nebi Ömer

Nebi Hallak

Nebi Harut

Nebi Hürmüz

———————————

Hz. Süleyman Camii ve Sahabe Kabirleri

Hz. Süleyman Camii, Nisanoğlu Ebul Kasım tarafından 1155-1160 yılları arasında yaptırılmıştır. Nasiriyye Camii, Hazreti Süleyman Camii ve Kale Cami olmak üzere üç̧ ayrı isimle anılan cami, Diyarbakır İçkale’de bulunmaktadır. Caminin yanında 639 yılında Diyarbakır’ın Fethi sırasında şehit olan Halid bin Velid’in oğlu Hz. Süleyman dahil 27 sahabenin türbeleri bulunmaktadır. Diyarbakırlılar ve turistlerin en çok ziyaret ettiği yerler arasındadır.

—————————

Hilar Mağaraları

Sesverenpınar Köyü sınırları içerisinde yer alan ve 1. derece arkeolojik ve doğal sit alanı olarak tescillen Hilar Mağaraları 10 bin yıllık bir geçmişe sahiptir. Mağaralardaki kaya mezarlarının üzerinde Roma Eyalet üslubunda kabartmalar yer alırken, kabartmalarda görülen giysiler İran üslubunda, yazılar Kuzey Suriye Sami yazısıyladır.

————————-

Çayönü Höyüğü (Çayönü Tepesi)

Dicle’nin kollarından olan Boğaz çayı kıyısında yer alan tepede M.Ö. 7500-5500 yılları arasındaki bulunan kalıntılar; tahıl ve evcilleştirmeye dayalı köy hayatına dair dünya üzerindeki en eski örneklerdir. Karabuğday, mercimek koyun ve keçi evcilleştirilmesinin yanı sıra Çöyönü insanı 2 bin yıl önce bakır madeninden alet yapmayı öğrenmiştir. İçinde 400’den fazla bireye ait kemik ve kafatasının depolandığı “Kafataslı Yapı”, mozaikli yapı “Terrazo Binası”nın gün ışığına çıkarıldığı höyük, günümüzden yaklaşık 10 bin yıl önceye tarihlenmesiyle sadece bölge değil, dünya uygarlık tarihi için de büyük önem taşıyor.

———————————

Hasuni Mağaraları (foto eksik)

Hasuni Mağaraları, Silvan ilçesinin 6 kilometre doğusundaki uluslararası yol güzergahında yer alan Albat Dağı’nın güney eteklerindeki Hasuni Vadisi’nde kurulmuş bir antik şehir olarak Anadolu’nun en eski mağara yerleşimlerinden biridir. Tarihi, yontma taş devrine uzanan Hasuni Mağaraları; insanların yerleşik hayata geçtiği, kendilerini korumak ve avlanmak için taşları yontmaya başladıkları dönemde kurulmuştur.

Biri kaya kilisesi olmak üzere iki kiliseye sahip olan Hasuni Mağaralarında sarnıçlar, taştan oyma su depoları ve su kanalları yer almaktadır. Kayalara oyularak yapılan ve birkaç bölümden oluşan Hasuni Kaya Kilisesi, Anadolu’daki en eski mabedlerinden biridir. Zamanla tahrip olmuş Hasuni Kaya Kilisesi, Hristiyanlığın yayıldığı ilk dönemlerden 13’üncü yüzyıla kadar kilise olarak kullanılmıştır.

———————————-

İç Kale (Açık Hava Müzesi)

Diyarbakır’ın ilk kuruluş̧ yeri olarak nitelendirilen İç Kale birbirine yakın görkemli mimari eserleriyle bir açık hava müzesi niteliği taşır. Tarih boyunca ağırladığı krallar ve devlet erkânının yansımaları İç̧ Kale eserlerinde rahatça görülür. Barındırdığı dört kapıdan biri olan Saray Kapısı adından anlaşılacağı üzere İç Kale’nin önemini anlatacak onlarca unsurdan yalnızca bir tanesidir. İç̧ Kale’yi çevreleyen ve şu an varlığını koruyan Artuklu Kemeri’nden geçen surlar zamanla tahrip olmuş, Kanuni Sultan Süleyman döneminde onarılarak daha da genişletilmiştir. İç̧ Kale’de 18 burç̧ ve 4 kapı bulunur. Birçok özelliğe sahip bu burçlar tarih boyunca; silah mühimmat deposu, tahıl ve yiyecek deposu, hapishane, askeri araç gereç deposu gibi birçok amaçla kullanılmıştır. 

——————————-

Körtik Tepe (foto etsik)

Batman Çayı ile Dicle Nehri’nin birleştiği noktada yer alan Körtik Tepe’nin tarihi 12 bin 500 yıl öncesine dayanmaktadır. Göbekli Tepe’den 1000 yıl önce yaşamın olduğu ve insanların gerek dini inançları gerekse sanat anlayışlarının çok üst düzeyde olduğu tespit edilmiştir.

Yerleşimin karakterini belirleyen arkeolojik bulguların sağladığı veriler ve bunları destekleyen analizler, Yakındoğu coğrafyasında yerleşik düzene geçişin en erken yaşandığı bölgelerden birisinin içinde Körtik Tepe’nin de bulunduğu Yukarı Dicle Vadisi olduğu gerçeğini ortaya koymuş, çağdaşlarına göre daha gelişkin bir kültürün geliştirildiğini de kanıtlamıştır. Buradan çıkarılan eserlerin Diyarbakır Arkeoloji Müzesi’nde sergilenmektedir. 

————————–

Surp Giragos Ermeni Kilisesi (foto eksik)

Ortodoks Ermenilerin kullandığı bir kilisedir. Ermeni mimari tarihinin önemli eserlerinden birisi olan Surp Giragos Kilisesi, Ortadoğu’daki en büyük Ermeni kilisesidir. Araştırmalarda kilisenin adına ilk kez 1610- 1615 tarihleri arasında Polonyalı Simeon’un seyahatnamesinde rastlanılmıştır.

———————–

Surp Sarkis Ermeni Ortodoks Kilisesi (foto etsik)

Kilise hakkındaki bilgilere ilk olarak Gugas İnciciyan’ın coğrafya kitabında rastlanılmaktadır. Kitapta “1515’te veya 1518’de Surp Teotoros Ana kilisesi camiye dönüştürüldükten sonra bu kilisenin mezarlığında da bu kilise inşa edilir.” denilmektedir. Mor Dumyana ya da Hızır İlyas Kilisesi olarak anılmaktadır. Cumhuriyet döneminde bir süre çeltik fabrikası olarak kullanıldığı için Çeltik Kilisesi olarak da anılmaktadır. İçinde bir okulun da yer aldığı kilise, yukarıda kadınlar mahfili ve giriş katı olarak inşa edilmiştir.

—————————–

Zerzevan Kalesi ve Mitras Tapınağı

Roma’nın sınır garnizonu olan Zerzevan Kalesi tarihi Asur Dönemi’ne, M.Ö. 880’e kadar gitmektedir. 639 yılında İslam ordularının fethine kadar Romalılar tarafından kesintisiz kullanılmıştır. Zerzevan Kalesi içinde yer alan Mitras Tapınağı yeraltına ana kaya oyularak inşa edilmiş Roma’nın Hristiyanlık öncesi gizem dinine ait bir yapıdır. Yapının doğu duvarında ana kayaya oyulmuş sütunlar ve ortada büyük, yanlarda iki küçük niş bulunmaktadır. Bütün özelliklerini koruyarak günümüze ulaşan dünyadaki tek Mitras Tapınağıdır. 

——————————–

Şeyh Mutahhar Camii ve Dört Ayaklı Minare

Akkoyunlular döneminde 1500 yılında Sultan Kasım tarafından yaptırılan cami daha çok minaresiyle öne çıkmıştır. Yapının dört ayaklı minaresi Anadolu’nun bu tipte tek minare örneğidir. Bu minarenin dört ayağı dört İslam mezhebini simgelemektedir. Bir halk inanışa göre yedi defa sütunların altından gecenin dileği kabul edilir.

—————————–

Eğil Kanyonu

Eğil Kanyonu; kültür, inanç ve doğal zenginliği bir arada bulunduran; 9 Peygamberin kabirleri, antik kalesi, baraj gölü ile günübirlik ziyaret edilebilecek, Diyarbakır merkezine yakın en güzel doğal mekândır.

Dicle baraj gölünün doldurduğu kanyonda, teknelerle turlar düzenlenmektedir. Bu kısa tur esnasında kanyonun sağlı solu yamaçlarında yeşil bir bitki örtüsünü, meşe ormanını görmek mümkün. Kanyondaki dik kayalıklar dağcılık sporu ile uğraşanlara tırmanma ve yürüyüşler yapmaya elverişli imkânlar sunar. Yine baraj gölü özellikle su sporları ile uğraşanlar için bulunmaz bir alandır. Bu alan yüzmeye, her türlü su sporu yapmaya, yarışmalar düzenlemeye müsaittir. 

———————–

Hevsel Bahçeleri

33’ten fazla uygarlığın izlerini taşıyan Diyarbakır’ın, Hevsel Bahçeleri’nde 8 bin yıldır kesintisiz olarak tarım yapılmaktadır. Tarımsal değerinin dışında, kültürel ve tarihi olarak da özel bir yere sahiptir.

Hevsel Bahçeleri, yüzlerce kelebek türüne ve kendisine has habitatlara ev sahipliği yapıyor. Göçmen kuşlar tarafından bir istasyon, dinlenme, barınma ve de bir korunma yeri olarak kullanılan vadide bölgeye has kuşlar olarak bilinen boz alamecekler ve pembe göğüslü ötleğenlerin yanı sıra yabani şahin, kızıl şahin, arı şahini, yılan kartalı, gökçe delice, kukumav, kerkenez ve küçük kerkenez gibi yırtıcı kuşlara da yılın hemen her mevsiminde rastlanmaktadır. Türkiye’de nadir bulunan yaz atmacalarına da ev sahipliği yaptığı bilinir.

Hevsel Bahçeleri’nin oluşturduğu iklim, Diyarbakır’da binlerce yıldır kesintisiz devam eden yaşamın en önemli etkenidir. Hevsel Bahçeleri, 2015’te UNESCO tarafından Dünya Mirası ilan edilmiştir. 

——————————